ŞEY
Hayatı hakkında çok
"şey" bilmediğimiz
Ömer Hayyam'ın
şairliği ile
yetinip, diğer
çalışmalarını bir
kenara bırakmamız,
kendimize
yapabileceğimiz
büyük
haksızlıklardan
biridir. Hayyam'ın
yaşadığı 11.
yüzyılın tüm
bilgilerini
öğrendiği söylenir.
Fıkıh, ilahiyat,
kıraat, edebiyat,
tarih, fizik,
matematik ve
astronomi eğitimi
vermiştir. Şiir
dışında da fizik,
metafizik, astronomi
ve matematik
konularında eserleri
vardır.
Semerkant'ta cebir
üzerine çalışırken,
denklemlerdeki
bilinmeyen sayılara
Arapça "şey" dediği
ve bu sözcüğün
İspanyolca'da "xey"
olarak yazıldığı
söylenir. Zamanla X
biçimine dönüşen ve
tüm dünyada
bilinmeyen sayıları
göstermekte
kullanılan bu harfin
"ney" kaynaklı
olduğu sorusunun tek
kelimelik bir yanıtı
vardır; "Hayyam"
Orhan Veli'nin de
Hayyam'dan yaptığı
dört rubai çevirisi
olduğunu söyleyerek,
Sabahattin
Eyuboğlu'nun Yahya
Kemal'den
bahsederken
söylediği; "O
yıllarda Orhan'ın
içinden zor çıkılır
rubai vezinleriyle
yaptığı Hayyam
çevirileri de üstadı
bir hayli
şaşırtmıştı" lafıyla
birlikte,
Eyuboğlu'nun bir
çevirisini araya
sıkıştıralım:
Haram, acı, kötü
derler canım şaraba:
Oysa ne hoş şey,
hele bir güzel
sunarsa;
İçin bakın; hem
doğrusunu
isterseniz,
Haram dedikleri her
şey hoş galiba!
Ortaokulda, din
öğretmenimiz,
girdiği ilk derste,
sadece din dersi
yapmayacağını,
gördüğü
yanlışlarımızı da
düzeltmeye
çalışacağını
söylemişti. İlk ve
son olarak yaptığı
tespit de 'şey'
oldu.
Hemen hemen hepimiz
konuşurken 'şey'
kelimesini çok
kullanıyormuşuz.
'Şey'in kullanıldığı
her yerde 'nesne'yi
rahatlıkla
kullanabilirmişiz. O
zamanki aklımla buna
karşı bir tez ileri
sürememiş ve
alışamamışsam da
şunu
düşünebiliyordum:
Öğretmenimiz derse
gireli on dakika
olmuş, sınıftan da
hiç kimse
konuşmamıştı;
öyleyse bu tespit
nasıl yapılmıştı?
Üniversitede okurken
sahnelediğimiz
Ionesconun Ders ve
Evlenecek Genç Kız
adlı oyunları ile
Adanaya gitmiş,
Çukurova
Üniversitesi
şenliklerine
katılmıştık. Oyunun
son provasında ve
oyun sırasında sahne
arkasında çalışan
arkadaşlarımızdan
İzlen Şeni farkında
olmadan hepimiz
'Şey' diye
çağırıyorduk.
Nedenini bilmiyorduk
ama, hepimiz 'Şey
aşağı, Şey
yukarı...' seslenip
duruyorduk. Başta
buna bozulan
İzlenin lakabı
'Şey' olmuştu.
Pekala Ona 'Nesne'
deseydik?
İzlen'in düştüğü
duruma ölümünden
sonra Orhan Veli de
düşmüştür. Asaf
Halet Çelebi'ye
düşünceleri
sorulunca, ölümün de
şaşkınlığından olsa
gerek "şey" der:
"Söylenecek çok söz
var. Zihnim çok
perişan. Muhakkak ki
büyük bir şey
kaybettik. İyi ve
kötü hükmünü
vermeden önce şunu
teslim etmeliyiz ki,
Orhan Veli büyük bi
hamle yapmıştı. Ben
O'nu temiz, çok
terbiyeli, iyi bir
insan olarak
tanımıştım. Evvela
ben iyi bir dost
kaybettim."

Bir şey varsa bir
şey vardır
Bir şey yoksa bir
şey yoktur
Çok şey varsa bir
şey yoktur
Çok şey yoksa bir
şey vardır
Gel de Özdemir
Asafın isimsiz bu
şiirinde gerekli
değişimleri yap! Ya
da şu soruda sormak
istediğimiz şeyi
başka şekilde sor!
Siz biliyor
musunuz, Orhan
Velinin kaç tane
bir şeyli şiiri
var?
Doğru yanıt 9;
Lütfen hızlanarak
okuyun notunun
ardından bu isimleri
sıralayalım: Şanolu
Şiir, Cımbızlı Şiir,
Kumrulu Şiir, Zilli
Şiir, Pırpırlı Şiir,
Pireli Şiir,
Kuyruklu Şiir,
Gelirli Şiir,
Delikli Şiir.
Bu şeyli şiirlerden
biriyle ilgili küçük
bir hikayeyi buraya
iliştirerek yazıyı
biraz daha
katlanılır kılalım:
Bir akşam yemeğinde
masasındaki hanıma
Cımbızlı Şiiri okur
Sait Faik:
Ne atom bombası,
Ne Londra
Konferansı;
Bir elinde cımbız,
Bir elinde ayna;
Umurunda mı dünya!
Neden üzerine alındı
bilinmez ama, şiire
içerleyen hanım,
elindeki votka
bardağını masaya
bırakarak anında şu
şiiri yazar:
Ne elinde nasır
Ne başında çoluk
çocuk
Bir elinde yirmi
dokuzluk
İki ayağında nasır
Umurunda mı Orhan
Veli?
1955 yılında
Budapeştedeki Kent
Radyosunda konuşma
yapan Nazım Hikmet,
Orhan Veliden
şiirler okur. Sere
Serpe, Delikli Şiir,
Vatan İçin, Cevap
şiirlerinden sonra
araya girin spikere
Bir tane daha
okuyayım. Doyum
olmuyor ki... der
ve Gelirli Şiiri
okur. En iyisi biz
de bu şiiri yazarak
yazıdan ayrılalım.
İstanbuldan ayva da
gelir, nar gelir,
Döndüm baktım, bir
edalı yar gelir,
Gelir desen dar
gelir;
Gün aşırı
alacaklılar gelir.
Anam anam,
Dayanamam,
Bu iş bana zor
gelir.
|