SU VE
SUSUZLUK
Elimde bir bardak su
bardak cam, su berrak
dudaklarım yanıyor
susuzluktan. Gözlerimi ve dudaklarımı camın parlaklığında görüyorum. Su
Renksizlik, suda renkten renge giriyor. Su renksiz.. Su berrak,
su renkli, su parlak.. Gölgeler, çizgiler düz ve keskin..
Bardakta su.. Bir umman görüyorum bardakta, dudaklarım yandıkça
susuzluktan.. Bir ırmak, bir çağlıyan..
Renksizlik içinde renklerin ahengi var.. Su, renkler kadar
efsaneli. Su, ondokuzuncu asır şairinin seferi kadar hulyalı.. Su, hakikî
sevgilinin kalbi kadar saf, gözlerinin rengi kadar berrak.. Su, rüya kadar
tatlı.. rüya kadar.. rüya.. rüya gibi canlanıyor gözümde su.
Çizgiler kayboluyor. Buğu rengi bir hayâl.. Su canlı bir hayal
oluyor. Cam bardağın parlaklığında bir şahsiyet görüyorum. Susuzluk, suyun ıslak
ve kırmızı dudaklarında kıvranıyor.. Kendi iştiyakımı, hayal olan suyun
hislerinde duyuyorum. Susuzluktan yanan çatlak dudaklarıma onun ıslak ve kırmızı
dudaklarından bir damla hayat aksın diye.
Hayâlî.. içiyorum..
- Dudaklarımda serinlik, damarlarımda alev.. Sinirlerim yanıyor..
Dudaklarımın ıslaklığını ve yumuşaklığını bütün uzviyetimle doya doya.. Hayali..
içiyorum.
(İnkılâp, Sayı 1, s.9, Ankara 1933)
(Şiiri bulan:
Şaban Özdemir'e
teşekkür ederiz..) |