* iletişim..>>

 

* neden ORHAN VELİ?>>

* neden ŞİİR EVİ?>>

* etkinlikler>>

* ulaşım>>

* ORHAN VELİ sergisi>> * şiir yaprağı sonuçları>>

* düzenSİZ YAPRAK>>

* bağlantılar..>>

KANIK'sadığım biri

ORHAN VELİ

Yazan: M. Şeref Özsoy

JUST FOR THE HELL OF IT

111 Poems by ORHAN VELİ

Translated by

Talat Sait Halman

ORHAN VELİ KANIK

Fremdarting

übersetzt von

Yüksel Pazarkaya

ORHAN VELİ'nin

çevirdiği şiirler

Haz: TUNÇER BAYKAŞ

ORHAN VELİ

KÜLLİYATININ EKSİKLERİ

ANNEM'E

BİR GÜNÜM DAHA

SU VE SUSUZLUK

TARTUFFE'ÜN MOLYER'İN HAYATINDAKİ YERİ

ÜÇ HİKÂYE

SEVEMEMEK

KADINLAR MEKTEBİ VE TENKİDİ

SANAT PSİKOLOJİSİ

SANDIK VE HORTLAK

ŞİİR HAKKINDA NOTLAR

KÖPRÜ BAŞINDAKİ İHTİYAR

SAADİ'NİN GÜLLERİ

ANAKREONTİK ŞİİR

BÜYÜCÜ KADINLAR

MAHREM KONUŞMA

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ARİSTYS

Mahrem Konuşma

Yunanca’dan Çeviren: O. K.

 

Kız – Paris, başka bir çoban, ihtiyatlı Helena’yı kaçırdı.

Erkek – Bilâkis Helena istiyerek çobanı öpüşlerile fethetti.

Kız – Övünme, küçük satir. Öpüş boş bir şeydir derler.

Erkek – Lâkin boş öpüşlerde de ne hoş lezzet var!

Kız – Ben ağzımı yıkıyorum, senin öpüşünü tükürüyorum.

Erkek – Dudaklarını mı yıkıyorsun? Bir öpücük daha versen.

Kız – Senin öpüşlerin buzağlara yakışır, genç bir kıza değil.

Erkek – Övünme, gençlik bir rüya gibi yanından geçecektir.

Kız – Sahi mi? Ben ihtiyarlıyormuşum… Sanki sütle bal içiyorum.

Erkek – Gül solduğu ve kuruduğu mevsimde, körpe salkım büzülür.

Kız – Elini üzerime sürme. Sırnaşıklık etme! Israr mı ediyorsun! Dudağını koparacağım…

Erkek – Şu zeytinler altına gelsene, sana bir şeyler söyliyeceğim.

Kız – İstemem; evvelce de beni boş sözlerle aldattın.

Erkek – Şu ıhlamurlar altına gel de kavalımı dinle…

Kız – Kendi gönlünü eğlendir; ben acıklı şeyler dinlemem.

Erkek – Bak küçüğüm, Paphos ilâhesinin gazabından çekin, sen ve senin gibisi.

Kız – Paphos ilâhesine hürmetlerim… Ben, Artemis’in himayesini arzu ederim.

Erkek – Öyle deme; seni vuracağından, seni çözülmez ağlarına düşüreceğinden korkmuyor musun?

Kız – İstediği gibi vursun, Artemis yine himaye edecektir.

Erkek – Hiç bir genç kızın kurtulamadığı aşktan sen de kurtulamıyacaksın.

Kız – Hâşâ, Pan hakkı için yemin ediyorum, kurtulacağım, fakat keşke sen onun boyunduruğunu daima taşısan.

Erkek – Korkuyorum seni benden aşağı olan bir kimsenin eline vermesin.

Kız – Beni, çoğu istedi, fakat gönlüme hiç biri girmedi.

Erkek – Ben de bunlardan biriyim. Ben de sana talib olarak geliyorum.

Kız – Ne yapayım, dostum İzdivaç meşakkatlerle doludur…

Erkek – İzdivaç elem değil, keder değil bilâkis dansın neşesini getirir..

Kız – Evet, fakat karıların kocaları karşısında korkudan titrediğini söylüyorlar.

Erkek – Bilâkis, daima kendileri üsttedir, kadınlar kimin önünde titrer ki?

Kız – Doğurmaktan titrercesine korkuyorum.. İlithyanın yarası pek zalimdir.

Erkek – Fakat senin kraliçen Artemis doğurma acılarını teskin ediyor…

Kız – Anne olmaktan ve güzelliğimin parlaklığının birdenbire kaybolmasından korkuyorum…

Erkek – Güzel evlâd annesi isen, oğullarında yeni bir güzellik parlaklığına nail olacaksın…

Kız – Razı olursam, makbul bir izdivaç için ne çehiz getirirsin?

Erkek – Bütün sürüm, kuzularım, çayırlarım senin olacaktır.

Kız – Evlenmemizden sonra irademi terketmiyeceğine, onun haricine çıkmıyacağına yemin et!

Erkek – Bizzat Pan hakkı için, beni kovduğun zaman dahi ondan ayrılmıyacağıma andiçiyorum!

Kız – Bana gelin odası yaptırıyor musun, ev, ahırlar?..

Erkek – Sana bir gelin odası hazırlıyorum, koyunlarına istediğin gibi ki onun boyunduruğunu daima taşısan!..

Erkek – Korkuyorum, seni benden aşağı olan bir kimsenin eline ver bakacağım.

Kız – Fakat ihtiyar babama ne diyeyim? Ona karşı ne lisan kullanayım?

Erkek – O benim adımı duyunca izdivaca muvafakat edecektir.

Kız – Taşıdığın adı bana söyle, ad da bazan hoş bir neş’e verir…

Erkek – Ben Dapnis’im babam Lykidas’tır, annem Nomaisi’dir.

Kız – İyi bir ailedensin; fakat ben de senden aşağı değilim.

Erkek – Bilirim sen Akrotime’sin; baban Menalkas’tır.

Kız – Bana korularını göster; davarın ağıl ve mandraların nerdedir?

Erkek – Şurada: bak şu nahif selviler nasıl çiçekleniyor…

Kız – Atlayın keçilerim; ben sığırtmacın mülkünü görmeğe gidiyorum..

Erkek – Uslu otlayın boğalarım, genç kıza korularımı göstereceğim.

Kız – Hey, ne yapıyorsun, küçük şeytan? Neye ellerini elbiseme sürüyorsun, göğsümü yokluyorsun?

Erkek – Şu büyülü elmalarına ilk dersi vermek istiyorum.

Kız – Pan hakkı için, bayılıyorum… Elini çıkar, geri çek!

Erkek – Cesur ol, sevgili kız. Neden benden titriyorsun? Ne korkaksın!

Kız – Beni çukura itiyorsun, güzel fistanımı kirletiyorsun.

Erkek – Bak, elbiselerinin altına yumuşak bir kürk seriyorum.

Kız – Eyvah! Kuşağımı da çözmüş. Onu neye çözdün?

Erkek – Bu Pophos ilâhesine vakfettiğim ilk nefirdir.

Kız – Dur bedbaht! Galiba birisi geliyor. Hışırtı işitiyorum.

Erkek – Bu aralarında senin düğününü fısıldaşan selvilerdir.

Kız – Urubamı paramparça ettin, büsbütün çıplağım…

Erkek – Sana başka ve daha güzel entariler vereceğim.

Kız – Sen bana her türlü şey vereceğini söylüyorsun; lâkin sonra bir tuz zerresi de vermiyeceksin.

Erkek – Ah sana üstelik canımı da verebilsem!

Kız – Artemis, artık senin kanunlarına itaat etmiyen bir kıza merhametli ol…

Erkek – Aşk’a bir dişi buzağı, Afrodita’ya da bir inek kurban keseceğim.

Kız – Şuraya bakire geldim, şimdi bir kadın dönüyorum…

Erkek – Evet, kadın ve anne, besliyeceğin evlâd annesi ve artık genç kız değil.

 

Böylece genç vücutlarından hız alarak biribirinin kulaklarına gizli izdivaçlarını fısıldıyorlardı. Genç kız kalkınca koyunlarını otlatmaya gitti. Gözleri hicap fakat kalbi sevinç dolu, delikanlı, izdivaçtan mesbur, boğalarının sürülerine ulaştı. Ey bahtiyar, çoban, sen al şu kavalını, bizi de çoban şarkılarından başka bir şarkı meşguletsin.

 

İnsan; S: 15-17; 1.8.1941


ANA SAYFA