İngilizce'nin 
yanı sıra teknik 
İngilizce de bildiği 
için o yıllarda el 
üstünde tutulan 
Galip makine 
mühendisliğine kadar 
gidememiş, hayata 
atılmıştır. Orhan 
Veli'nin asker 
arkadaşıdır ve bu 
sırada Kürt Mehmet 
meyhanesinin adını 
sık sık duymuştur. 
Ankara'da iş 
bulduktan sonra 
soluğu burada alır. 
Mehmed Kemal'e göre 
sessizce gelir, 
masaların ucuna 
ilişir, gözleri ve 
sessizliğiyle 
dinlerdi. Hatta lafa 
karışmadığı için de 
dinlemediği 
sanılırdı. Bütün 
özelliği Orhan 
Veli'nin arkadaşı 
olmaktan ibaretti. 
Birisine "Galip?" 
diye sorulsa "hangi 
Galip?" denirdi. 
"Orhan'ın arkadaşı" 
olarak anılırdı. 
Zamanla isimler 
aranır O'na. 
Amerikan Galip, 
Sarhoş Galip, 
Burunsuz Galip... 
Burunsuz Galip aşağı 
Burunsuz Galip 
yukarı olur sonunda.
Kendisinden 
arkadaşları hakkında 
bilgi isteyen polise 
"ben namussuz muyum? 
Ben arkadaşlarımı 
satar mıyım?" diyen 
Burunsuz Galip polis 
tarafından fişlenir 
ve Komünist Galip 
olur. Bu yüzden iş 
bulamayacak hale 
gelir.
Arkadaşı Burunsuz 
Galip'i 
şiirlendirmeyen 
Orhan Veli, 
şiirlerinde sık sık 
halktan insanlara 
rol verir. Örneğin:
Kimimiz Ahmet 
Bey,
Kimimiz Ahmet 
Efendi;
Ya Ahmet Ağayla 
Ahmet Beyefendi?
ya da:
Ne tuhaftır Ali 
Rıza ile  
Ahmedin hikayesi!
Biri köyde 
oturur,
Biri şehirde
Ve her sabah
Şehirdeki köye 
gider,
Köydeki şehire.
Bir de Montör 
Sabri vardır. Melih 
Cevdet bu şiir için 
şunları söylüyor:
"Orhan Veli, 
fakir fukara ile, 
boyacılarla, 
garsonlarla, 
işçilerle gerçekten 
dostluk ederdi. 
Harpten önce bir gün 
fakir bir işçi ile 
tanışmıştık: Montör 
Sabri. Sarhoştu, 
koltuğunda iki okka 
ekmek vardı. Boyuna 
evine geç 
kaldığından 
bahsediyor, ama bir 
türlü evinin yolunu 
tutamıyordu. Ertesi 
gün Orhan 'Montör 
Sabri' şiirini 
yazdı. Geçen yıl 
Orhan'ı bir 
lokantada gördüm. 
Yanında ayağı kesik 
bir adam vardı. 
Tatlı bir muhabbete 
dalmışlardı. Orhan 
beni görünce Montör 
Sabri'yi tanımadın 
mı? dedi."
Mehmet Kemal de 
anılarına alır 
Montör Sabri'yi ama, 
bu da Orhan Veli'nin 
şiiri sayesindedir:
"Montör Sabri'yi 
o yıllarda Kürdün 
Meyhanesi'ne giden 
bütün sanatçılar 
tanırdı. Orta boylu, 
kumrala çalan saçlı, 
göçmen görünümünde 
bir işçiydi. 
İmalat-ı Harbiye 
fabrikalarında 
montördü. Meyhaneye 
gelir, geç saatlere 
kadar içer, sarhoş 
olur giderdi. Bazen 
de yine barların 
bulunduğu caddede 
geç saatlerde 
koltuğunun altında 
eve götüreceği 
nevalesi ya da 
ekmeğiyle görünürdü. 
Montör Sabri'yi 
hepimiz tanırdık 
ama, şiirini adıyla 
sanıyla Orhan Veli 
yazdı."
İşte Montör 
Sabri:
Montör Sabri ile
Daima geceleyin
Ve daima sokakta
Ve daima sarhoş 
konuşuruz.
O her seferinde,
<<Eve geç 
kaldım>> diyor.
Ve her seferinde
Kolunda iki okka 
ekmek.