(dışarda yağmur var sanki hiç olmamış gibi
vazoda kasımpatıları birazdan kuruyacak gibi)
her yağmur biraz da gözyaşıysa eğer
ya çiçekler?
çiçekler yüzlerce keder...
sen
nisanda gel yeter...
(şemsiyenin altına sokulmuş bi dolu insan geçti
ikili - üçlü - binli - yüz binli...)
yağmur kaçağı yalnızlıklar
bilirsin işte
nasıl ki kalabalık olur mezarlıklar?..
öyleyse kederi de yaşamaya değer!
(ne vakit şemsiyesiz birini görsem
aklıma kimliksiz ölüler düşer..)
kederi de yaşamaya değer
hem sonra çiçekler ki
doğumdan arta kalandır
bebelerin yüzlerindeki...
(derken
kasımpatılarına su veriyorum...)
|