(boynuna iple
asılı
silgisinde
yanlışlarını
taşıyan
çocukdun. Oysa
ne bayram
sabahı
sevinçlerini
taşıdın... ne
elma şekeri
tadında
ağlamalarını...)
OBSESİFCE
sonu
olmayan yolculuklarda, vagon camlarına
patika
susuşlar çizen yolcu!
yarı
kesilmiş biletleri! Bu yüzden ne gidişi belli
ne
gelişi...
aldanmışlığın aldatmacasında özensizce eskitecek
şimdileri;eskittikleri dünleri!
aldatmacanın aldanmışlığında gidip de göremedikleri...
bakmak,
dinlemek, koklamak!
ya koku,
ya nota, ya kuş?
yaşamaya
teğet bir nefes alma;
bir doğru
yalnızca;
kaç yıldız
sığar ki kulpundan? El yordamı, kaç
mimoza
geçilebilir ki çiğnenmeden? Bu yüzden çorak.
ve bir
mezar bekçisi soruyor;
nasıl dans
eder kırkayak?
|