* iletişim..>>

 

* neden ORHAN VELİ?>>

* neden ŞİİR EVİ?>>

* etkinlikler>>

* ulaşım>>

* ORHAN VELİ sergisi>> * şiir yaprağı sonuçları>>

* düzenSİZ YAPRAK>>

* bağlantılar..>>

KANIK'sadığım biri

ORHAN VELİ

Yazan: M. Şeref Özsoy

JUST FOR THE HELL OF IT

111 Poems by ORHAN VELİ

Translated by

Talat Sait Halman

ORHAN VELİ KANIK

Fremdarting

übersetzt von

Yüksel Pazarkaya

ORHAN VELİ'nin

çevirdiği şiirler

Haz: TUNÇER BAYKAŞ

 

YKY NE YAPIYOR?

 

Radikal Kitap Eki'nin bir kaç hafta önceki sayısında, Ayfer Tunç'un yazdığı şu paragraftan ne anlıyorsunuz?

 

"Sait Faik Abasıyanık için yakın gelecekteki yayın programımızı da yeri gelmişken açıklayalım: Önce, Şimdi Sevişme Vakti'ni, arkasına, elyazmalarını okuyarak ulaştığımız ve Kitap-lık dergisinin Ocak 2003 sayısında 'Gün Işığı' bölümünde de yer alacak olan dört şiirini de eklenmiş olarak yayımlayacağız."

 

Ben; Kitap-lık'ın Gün Işığı bölümündeki Sait Faik'in dört şiirinin daha önce yayımlanmadığını anladım.. (Kaldı ki gazetelerdeki çeşitli haberleri yazanlar da aynı şeyi anlamışlar.. Bakınız: Radikal, 01.01.2003, Yeni 'kitap-lık'ta Sait Faik'ten yeni şiirler) Dergiyi aldığım zaman da ilk açtığım sayfalar onlar oldu.. Ne var ki dört şiirin ilkini az çok, ikincisini de çok iyi biliyordum.. Durumun şartlanmışlığıyla olsa gerek, diğerlerini de sanki daha önce okumuşum hissine kapıldım.. İkinci şiir için kitap karıştırmama gerek yoktu çünkü, ikinci kitabım "Kılavuzu Şair Olanın"da kullandığım bir şiirdi.. Kütüphanemdeki Bilgi Yayınevi'nden çıkan Şimdi Sevişme Vakti'nin raftan inme vakti gelmişti.. (Ocak 1997 - 4. Baskı) İlk şiir vardı onda, emin olduğum ikinci şiir de.. Üçüncü ile dördüncüde okumuşum hissine kapılmışım gerçekten..

 

Ayfer Tunç yazısında şöyle diyordu: "Edebiyat tarihine mal olmuş bir yazarın yapıtlarını yayımlamamız söz konusu olduğunda, ilk amacımız yazarın 'doğru' yayımlanmasını sağlamaktır. Doğruyu bulmak için eski baskılara, çoğunluğu eski yazı belgelere, anılara, tanıklıklara, mektuplara vb. başvururuz."

 

Durup düşününce, YKY'deki editörlerin gerçekten Ayfer Tunç'un dediği gibi çalışıp çalışmadıklarını düşünüyor insan.. Yıllarca Sait Faik'in olmayan öyküyü, O'nunmuş gibi okumuşuz, bunu YKY'nin editörleri sayesinde öğrenmiştik ama, nasıl oluyor da bu iki şiiri Bilgi Yayınevi'nin kitabında görmemişlerdi? Üstelik; Kitap-lık'a düştükleri "Şiirlerin başlığı, ilk dizesine bağlı olarak tarafımızdan eklenmiştir" dipnotuna gerek duymayan Bilgi Yayınevi de aynı isimleri tercih etmişti..

 

Editörleri temize çıkarmak için, YKY'nin 'farklı bir reklam kampanyası' yaptığını mı düşünmeliyiz yoksa?

 

Gerçekten ortada bir karmaşa yok mu sizce? Yoksa ben ve Radikal Kültür Sanat Servisi'ndekiler yanlış mı algılıyoruz, Gün Işığı'na çıkıyor demekle ilk kez yayımlanıyor demek istemiyorlar mı?

 

Dilerim hata bizdedir..

 

Ne var ki YKY'deki hatalar, (bence) bu kadar değil..

 

Kısa bir süre önce, Orhan Veli'nin Bütün Şiirleri'ni de yayımladılar.. Hiçbir yenilik olmadan yapılan baskıyı, Adam Yayınları'ndan çıkan kitapla karşılaştırırsanız şu farklarla karşılaşırsınız:

 

1- Orhan Veli'nin yaşarken yayımladığı 5 şiir kitabının dördünün ilk baskısının, birinin de ikinci baskısının kapakları, siyah-beyaz olarak konmuş.. Garip'in birinci baskısının kapağının konmamasının, kapağın çok sade olmasından kaynaklandığını düşündüm ama, diğerlerinin de siyah-beyaz basılması, kapaklardaki desenlerin özelliklerini yitirmesine neden olmuş.. Maliyetler düşünülünce, diyebileceğim çok bir şey olmuyor tabii ki..

 

2- Adam Yayınları'nın bir sayfaya sıkıştırdığı şiirler, ayrı ayrı sayfalara dağıtılmış.. Ne var ki Adam Yayınları'nın verdiği bölüm başlıkları aynen korunmuş.. Buradan Kitap Editörü'nün aynı kişiler olduğunu düşünüyor insan ama, öyle değil.. Adam Yayınları'nın editörü, her ne kadar imza atmadıysa da Memet Fuat'tır.. Hatta kendisinin olduğunu düşünülmemesi için kitabın başındaki yazı "içine bol bol 've' serpiştirmiş"tir.. YKY'nin editörünün ise Onca Tapınç olduğu belirtilmiş..

 

3- İçindekilerin öne alınmasını YKY de önemsememiş herhalde ama, "ilk dize dizini"ni koymayı çok önemli bulmuşlar herhalde ki, ilanlarda belirtmekten geri kalmıyorlar..

 

4- Kapak tasarımı doğal olarak değiştirilmiş ama, kapak tasarımını kimin yaptığı yazılmasına (Nahide Dikel) karşın, kapak resminin kimin olduğu belirtilmemiş.. Ethem Çalışkan ismini mi unuttular yoksa, çok benzer olduğundan Münip'in çalışmasıyla karıştırıp yanılmamak için mi isim yazmadılar anlamadım.. Yoksa ben de karıştırıyorum da Münip mi?

 

5- İlk sayfadaki kısa hayat hikayesi, eserleri bölümünde: "Şiirlerinden yapılan seçmeler İngilizce, Fransızca, Rusça, Yunanca gibi çeşitli dillere çevrildi" denmiş.. Almanca, Flemence, İsveçce ve Çekce cevirileri atlanmış diyemiyorum, ne de olsa "çeşitli dillere" denmiş ama, çevirenlerin isimleri yazılamaz mıydı? Hiç değilse, Yunanca'ya da çevirildiğini öğrenmiş oldum ama, kimin çevirdiğini, kitap olarak yayımlanıp yayımlanmadığını bilmiyorum hala..

Çevirileri bölümünde ise, "Shakespeare'den Hamlet ve Venedikli Tüccar (Ş. Erdeniz ile, 1949)" denmiş.. Ne var ki sözü geçen kitap Charles Lamb'den, William Shakespeare Hamlet ve Venedikli Tüccar'dır.. Burada ve diğer ortak çevirilerde Erol Güney, Oktay Rifat, Melih Cevdet isimleri verilirken Azra Erhat'a haksızlık yapılmış.. Çünkü Moliere'in Versailles Tuluatı'nı birlikte çevirmişlerdir..

6- Ayrımlar demiştim ama, bu madde aynılığı ortaya koyuyor ve Ayfer Tunç'un dediğinin aksine, özenli çalışılmadığını.. Çünkü eski basımlar "karşılaştırılmamış"; sadece Adam Yayınları'nın baskısı kopyalanmıştır.. Bunu da, Dedikodu şiirindeki bir kesme imi hatasının devam ettirilmesinden anlayabilirsiniz..

 

Melâhat'i almışım da sonra

 

dizesi, Garip'in ikinci baskısında kesme imsizdir.. İlk baskısında nasıldı diye sormayın; orada zaten yoktu..

 

Oysa Ayfer Tunç şunu da demişti: "Hayatta olmayan bir yazarın yapıtlarını yayımlarken, 'yazar hayattayken yayımlanmış son baskı'yı esas alırız, bazen günlerce bu son baskıyı aradığımız olur." Eğer Garip'in ikinci baskısı ellerinde yoksa, kapağını nasıl kullandılar.. Varsa neden karşılaştırmadılar? Karşılaştırdılarsa ne büyük rastlantı ki Adam Yayınları gibi aynı yerde hata yaptılar? Yoksa "Esas olan metindir, metnin -ne yazık ki- virgülüne dokunuruz, ama sözcüklerine asla." diyerek şiiri değiştirmeyi mi uygun buldular?

 

7- Hepsinden öte, Şaban Özdemir'in bulup çıkardığı, 1933 yılında İnkılâp dergisinde yayımlanan Bir Günüm Daha şiiri hala Bütün Şiirleri'nde yok.. Yoksa bu şiir "edebiyat tarihine, edebiyat yayıncılığına bir katkı" sağlamıyor mu?

 

Bir günüm daha geçti sevdiğimi görmeden

Kederliyim bu günüm bir zehir içti diye

Bir günüm daha onu görmeden geçti diye

 

Bir günüm daha keçti* sevdiğimi görmeden

Neşe yaktım içimde bugünü aştım diye

Göreceğim o güne bir gün yaklaştım diye

 

Acaba Bütün Yazıları derlenirken Adam Yayınları'nın eksikleri alınacak mı? Benim elimde iki tane var: Mayıs 1953 tarihli Türk Tiyatrosu Dergisi'ndeki Tartuffe'ün Molyer'in* Hayatındaki Yeri adlı inceleme ve 1933 tarihli İnkılap dergisinin 1. sayısındaki Su ve Susuzluk adlı öyküsü..

 

Bunun haricinde; Adam Yayınları'nın baskısının kopyalanmasından öte bir şeyler yapılabilirdi.. Örneğin; Orhan Veli'nin bir ses kaydı var, üstelik bu kaydın orijinalinin Enis Batur'un elinde olduğu söyleniyor.. Kaset(Cd)-kitap birlikte sunulabilirdi.. Böylece, bundan sonra kimse Onur Caymaz gibi düşünmez.. Şair yanılgısını şu dizesinde söylüyor:

 

Hep Orhan Veli sanmıştım Müşfik Kenter'i

 

YKY, Mine Söğüt'e Orhan Veli'nin hayatını da yazdırıyormuş.. Dilerim O da benim yanlışlarımı bulur, çünkü var.. Ve asla birisine yazacağı mektupta Asım Bezirci'nin Attila İlhan'a yazdığını yazmaz: "Orhan Veli'yi sipariş üzerine hazırladım."

 

Saygılarımla..

M. Şeref Özsoy

(* Dizgi hataları korunmuştur..)


YKY

Bunlar doğru ise yapılan YKY'ye hiç yakışmadı. Ben Nazım Hikmet'in ve Sait Faik'in YKY'den çıkan tüm eserlerini geçen hafta aldım. Heyecanla aldım hem de. YKY'ye güvendiğim ve onları kurumsallaşmış ve ilkeli bir yayınevi sandığım için. Dedikleriniz doğru ise ki bir şüphe duymadım kendimi aldatılmış hissedeceğim. Ve eve gidip hemen bu karşılaştırmaları yapacağım. Size teşekkür ederim.

Yazan : Yeşim Bilgili


HATALAR

Hataları edebiyat dünyası kabul eder mi? Bugüne kadar üzerine fazla düşünmediğim bir konuydu, sadece Nazım Hikmet'in şiirlerinin bir kaç değişik versiyonları olduğunu, yayınladığı ülkeye göre dahi farklılıklar gösterdiğini biliyordum da, her zaman gündemde bulunan, bu kadar popüler, ürettikleri sınırlı olan bir yazarın şiirlerinde farklılık olduğunu öğrenince şaşırdım, şaşırmadım desem yanlış olur. Sait Faik'in yazmadığı bir öyküyü onun gibi okuduğumu düşününce, kafa sallamadan duramadım. Demek ki burada bir hata aramamak gerek, bir kasıt varmış gibime geliyor, acaba bundan ne gibi faydası olmuş, bu hatayı yapanların? İnsan düşünmeden edemiyor. Gösterdiğiniz bu duyarlılıktan dolayı sizi kutluyorum.

Yazan : İsmail Cem Özkan / Almanya (http://www.cemoezkan.de)


KAHRAMANLAR

Memet Fuat'a, Asım Bezirciye, birçok gizli edebiyat okuruna ve doğruda direten 'kahraman okurlara' edebiyat adına çok şey borçluyuz...

Orhan Veli Yapı Kredi Yayınları'nda. Bütün şiirleri, La Fontaine Masalları ve derlediği Nasrettin Hoca Hikâyeleri yayımlandı. Her yayıncı böyle büyük yazarların yapıtlarını yayımlamaktan sevinç duyar, işin en haz veren kısmıdır bu. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın, Nâzım Hikmet'in, Sait Faik Abasıyanık'ın her bir yapıtı yayımlandığında sanki ilk yapıtmış gibi sevinç duyuyoruz. Bir yandan da hüzünleniyoruz, bazı yapıtların bugün okura ulaşmasının arkasında nasıl da büyük bir emek, sevgi ve sabır var diye.
Bence edebiyat tarihinin iki tür kahramanı vardır. Birincisi: yapıtının kendi tasarladığı biçimde geleceğe kalmasına veya yazdıklarını derleyip toplamaya fırsat bulamadan ölen yazarların ardında bıraktıkları izleri titizlikle süren edebiyat emekçileri; ikincisi de o izlerin doğru biçimde derlenmesi, gelecek kuşaklara aktarılması konusunda hassas olan; mektuplarıyla, dergilere yazdığı yazılarla edebiyatçıları, araştırmacıları, yayıncıları uyaran ve talepte bulunan okurlardır.
Ne yazık ki, artık her iki türden "kahraman"a daha az rastlanıyor.
Edebiyat tarihimizin yapı taşları olan büyük isimlerin ardında kalanları derleyebilecek bir edebiyat ve kültür birikimine sahip olmak, ürünlerin üstünde günümüzde tuhaf kaçacak kadar yoğun bir özen, titizlik ve sabırla çalışmak, üstelik bu çalışmalardan şan, şöhret, maddi çıkar beklememek, hatta olası şan, şöhret ve geliri reddetmek; onurlu ve "has" bir edebiyat adamı portresinin ana hatları.
Çok şükür ki böyle edebiyat adamları vardı edebiyat tarihimizde, onların sayesinde tarihin karanlıklarında kaybolacak onlarca şiir, öykü, inceleme, hatta roman gün ışığına çıktı, yayımlandı, gelecek kuşaklar onların büyük emekleriyle hazırlanmış yapıtları okuyabilecekler. Çok yazık ki, böylesine geniş birikimli, titiz edebiyat insanlarının sayısı çok değil, nesilleri tükeniyor neredeyse.
Nâzım Hikmet'in olduğu gibi Orhan Veli'nin de bütün yapıtlarını bize ve gelecek kuşaklara kazandıran Memet Fuat ve Asım Bezirci'ydi. Onlar -ve tüm emeği geçenler- iğneyle kuyu kazmayı göze almasalar edebiyatımızın eksikleri çok daha fazla olacaktı.

Memet Fuat hazırladı

YKY tarafından yayımlanan Nâzım Hikmet'in bütün yapıtları Memet Fuat tarafından -gönüllü olarak gözden geçirilmişti, adının kitapta yeralmasını istemedi. Eminim Nâzım Hikmet'i yayımlamaya başladığımız sırada Asım Bezirci hayatta olsaydı, o da aynı şeyi yapardı.
Orhan Veli'nin Bütün şiirleri'ni yayımlarken Memet Fuat'ın hazırladığı çalışmayı esas almak istedik. Onun birkaç sene çalışarak Orhan Veli'yi "bütün" haline getirdiğini, yüzlerce dergiyi, gazeteyi, kitabı taradığını biliyorduk. Ama o titizliğini elden bırakmadı, kendisinin hazırladığı edisyonun "bildiği" eksiklerini gidermek istediğini söyledi. Yapı Kredi Yayınları tarafından hazırlanan Orhan Veli Bütün şiirleri kitabını baştan başa, yeniden, tümüyle gözden geçirdi, yanlışlarını düzeltti.
Orhan Veli Memet Fuat'ın yayına hazırladığı son kitap oldu, ne yazık ki kitabı göremedi. Memet Fuat'a, Asım Bezirci'ye ve daha birçok gizli edebiyat kahramanına borçluyuz. "Kahraman okurlar"a da: doğruda direttikleri için.

AYFER TUNÇ - Radikal Kitap (15/02/2003)


YKY'DEN MEKTUP

57. sayımızın (Ocak) Gün Işığı sayfalarında Sait Faik'ten dört şiir yayımlamıştık. Geçen ay Radikal Kitap'ta bir yazı yayımlayan M. Şeref Özsoy, bu şiirlerden ikisinin ("Cıva" ve "Pazar Günleri") ŞİMDİ SEVİŞME VAKTİ'nde yer aldığını belirtti. Dolayısıyla yayımladığımız dört şiirden ikisini gün ışığına çıkarmış olmuyorduk... Oysa Sait Faik arşivi üzerine çalışan arkadaşlarımız bu iki şiirin ŞİMDİ SEVİŞME VAKTİ'nde olduğunu biliyorlardı ancak orijinalleri bazı farklılıklar taşıdığından KİTAP-LIK'ta aslına uygun olarak yayımlanmasını uygun görmüşlerdi. Doğru olan, herşeye rağmen o iki şiiri "tekrar" yayımlamaktı; Özsoy'a dikkatinden dolayı teşekkür eder, okurlarımızdan özür dileriz. Çünkü, gerçekten de "Gün Işığı'na çıkıyor demekle ilk kez yayımlanıyor demek" istiyoruz.

MURAT YALÇIN - KİTAP-LIK (Mart 2003)


ANA SAYFA