(bir hayatın
orta yerinde
parçaladım
pergeli;
doğrular düze
çıktı...
toplasan
hepsini başımı
sokacak bir
ev bile
etmezdi. işte:
nicedir
üşümüşlüğümün
sebebi!)
... Oturup
tembelliğime kılıf uydururken seslerden ve kişilerden
şiire
benzeyen bilmediğim bir şeydi deniz
kıyılarına
çeken
sözcükleri
yırtılmaya başladıkları yerden;
çıplak
sorumluluğuma verdiğim ödülle yamadım!
hüznünü
martılara yem yaparken Özlem;
boğazlarına takılı umarsız unutulmuşlukla
gene
Kadıköy üstünden geçtiler:
SANKİ
YAŞAMAYA ATILMIŞ BİR ZARDA
YEKTİLER!
|